• Isı yalıtımı neden gereklidir?

      Isı yalıtımı binadan dışarıya olan ısı kaybını azaltır, enerji tasarrufu sağlar, Isı yalıtımının korunması için, ekstra bir güç ve maliyete gerek yoktur, kalıcıdır ve bakım gerektirmez, Kış aylarında ısıtma, yaz aylarında da soğutma giderlerinin düşmesine katkı sağlar, Binalarda ısının homojen dağılımını sağlar, Bina içindeki rutubeti önler, sağlıklı ve konforlu bir ortam oluşturur, İç yüzeylerde terleme sonucu oluşan küfü, siyah lekeleri, sıva ya da boyaların kabarmasını engeller, Binalarda ısı hareketleri ve buhar yoğunlaşması sonucu oluşabilecek hasarı engeller, Dış cephelerde kalıcı güzellik sağlar, Atmosfere giden karbondioksit miktarını düşürerek, hava kirliliğinin azalmasına ve çevrenin korunmasına katkıda bulunur
    • Isı yalıtımı neden dış cepheye yaptırılmalıdır?

      Çünkü kolon, kiriş, perde duvar gibi bölgelerde oluşabilecek ısı köprüleri, binalarda ısı kaybına neden olur ve bu ısı köprüleri sadece dış cephe ısı yalıtımı ile tamamen kaplanabilir. Dış cephede uygulanan ısı yalıtımı sayesinde, ısı köprülerinin tamamı için ısı kaybı önlenmiş olur. Ayrıca dış cephe ısı yalıtımı sayesinde, binanın dış cephesi aşırı ısınma, aşırı soğuma, yağış ve don gibi olumsuz hava şartlarına maruz kalmaz, cepheden su emilimi dengelenir. Böylece uzun yıllar deformasyon (çatlama, kabarma vb.) oluşmaz. Binada gazbeton, bimsblok, tuğla vb. malzemeler kullanıdığında ısı yalıtımı uygulamasına gerek var mıdır? ISO ve CEN standartlarına göre ısıl iletkenlik katsayısı (λ) 0,65 W/(m.K) değerinden düşük olan malzemeler ısı yalıtım malzemesi olarak tanımlanır. Isıl iletkenlik katsayısı (λ) 0,065 W/(m.K) değerinin üzerinde olan malzemeler ise "yapı malzemesi olarak adlandırılmaktadır. (ısı yalıtım özelliği ısıl iletkenlik değeri düştükçe artar, yükseldikçe azalır). Tuğla, gazbeton bimsblok gibi malzemelerin ısıl iletkenlik katsayıları bu değerin üzerinde olduğu için ısı yalıtım malzemesi değil, ancak ısı yalıtım malzemelerine katkı yapabilecek yapı malzemeleridir.
    • Isı yalıtımının ses yalıtımına katkısı var mıdır?

      Isı yalıtımının ses yalıtımına katkısı vardır. Mineral kökenli ısı yalıtım levhaları (taşyünü, cam yünü, vb.) ile yapılan ısı yalıtım uygulamalarının ses yalıtımına katkısı daha fazladır.
    • Boya ile ısı yalıtımı yapılabilir mi?

      Isı yalıtım performansı, ısı yalıtım malzemesinin yalıtkanlık değeri ve kalınlığı ile doğru orantılıdır. Başka bir deyişle, ısı yalıtım malzemesinin kalınlığı arttıkça, performans da artar. Dış cephe boyalarının uygulama kalınlıkları çok ince olduğu için istenilen ısı yalıtımı performansını sağlayamazlar.
    • Enerji kimlik belgesi nedir?

      Enerji kimlik belgesi, binanın enerji ihtiyacı ve enerji tüketim sınıflandırması, yalıtım özellikleri ve ısıtma/soğutma sistemlerinin verimi ile ilgili bilgileri içeren resmi belgedir. Enerji kimlik belgesinde binanın enerji ihtiyacı, yalıtım özellikleri, ısıtma/soğutma sistemlerinin verimi ve binanın enerji tüketim sınıflandırması ile ilgili bilgiler asgarî olarak bulundurulur. “5627 Sayılı Enerji Verimliliği Kanunu” ve buna bağlı olarak çıkartılan “Binalarda Enerji Performansı Yönetmeliği” gereğince alınması zorunludur.
    • Enerji kimlik belgesini kim düzenler?

      Enerji kimlik belgesi, enerji verimliliği danışmanlık şirketleri tarafından, proje aşamasındaki yeni binalar için ise serbest mühendislik ve müşavirlik şirketleri tarafından düzenlenir.
    • Enerji kimlik belgesi almak zorunlu mu?

      5 Aralık 2008 Tarihli 27050 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan"Binalarda Enerji Performans Yönetmeliği", yeni veya mevcut binaların enerji kimlik belgesi almasını zorunlu kılar. Mevcut binalara en geç Ocak 2020 yılına kadar Enerji kimlik belgesi alınmasının gerektiği ve alınan belge, düzenlenme tarihinden itibaren 10 yıl geçerlidir. Eğer bina kiralanacaksa veya satılacaksa, enerji kimlik belgesi olmadan bu işlemler, 2020 yılından itibaren yapılamaz.
    • Bir yapı malzemesinin ısıl iletkenlik katsayısının düşük olması ısı yalıtımı için yeterli midir?

      Bir malzemenin ısıl iletkenlik katsayısının düşük olması "ısı yalıtımını" tek başına ifade etmek için yeterli bir unsur değildir. Isı Yalıtım Malzemesi, ısıl iletkenlik değerinin düşük olması yanında yeterli kalınlığa da sahip olmalıdır, işte tam da ısıl iletkenlik ve kalınlık değerlerinin birleştiği noktada "ısı yalıtımını" ifade eden değer olarak Isıl Direnç (R) ifadesi karşımıza çıkar. Isı yalıtım hesaplamalarında Isıl Direnç, R (m² K/W) değeri (dolayısıyla ısıl iletkenlik+kalınlık değeri) kullanılır. Isı Yalıtımı= R= Isıl Direnç=Kalınlık d(m)/ Isıl İletkenlik Katsayısı (W/(m.K) = d/λ
      Isı yalıtımı yapılmasının amacı ısı kayıp ve kazançlarını önlemek olduğuna göre ısı yalıtım malzemesinin bunlara karşı gösterdiği direncin de büyük olması gerekmektedir. Bu büyüklükte denklemde görüldüğü gibi büyük kalınlık ve küçük ısıl iletkenlik katsayısına bağlıdır. Kalınlıkla birlikte ısıl direnç artmaktadır. (ETICS Isı Yalıtım Standartlarında - TS EN 13499,TS EN 13500- Isı yalıtım sistemlerinde istenilen ısıl direnç değeri 1m² K/W ve üzeridir.)
    • Yalıtımda kullanılan malzemeler binanın nefes almasını engeller ve çürümesine sebep olur mu?

      Isı yalıtım malzemeleriyle yapılan mantolama ile binanın taşıyıcı elemanlarının dış hava koşullarının yıpratıcı etkisinden korunması ve aşırı ısı farklarından doğabilecek gerilmelerden korunması sağlanır. Yazın sıcak kışın da soğuk dış ortam havası, mantolama ile korunmayan binanın yapı elemanlarında genleşme ve büzülmelerden dolayı gerilmeler oluşturur. Bu gerilmeler zamanla yapı elemanlarında kılcal çatlamaların ortaya çıkmasına sebep olur. Dış cephe mantolama ile, bu kılcal çatlaklara dış ortamdan sızabilecek suyun hem donarak daha büyük çatlamalara yol açmamasının hem de demir donatıya ulaşarak korozyona sebep olmasının önüne geçilmesi sağlanmış olur.
    • Sadece dış duvarlarda gerçekleştirilen ısı yalıtımı yeterli midir?

      Bir binada tüm cepheler ile birlikte, taban ve çatıya da ısı yalıtımı uygulanmalıdır. Sanıldığının aksine ısı kayıpları veya kazançlarına, sadece cephede değil çatı ve tabandan iletilen ısı da önemli ölçüde neden olmaktadır. Binanın zemini donatılı beton elemanı olduğundan zemin, ısı köprüsü etkisi gösterir ve bina kolonlarından çektiği ısıyı hızlı bir şekilde toprağa ileterek ısı kaybına sebep olur. Diğer yandan bina içerisinde ısınan hava da fiziksel olarak daha yükseğe , çatı katına yükseldiğinden çatıdan ısı kayıpları da fazla olmaktadır. Kat aralarında düz plak döşeme yerine izolasyon sağlayacak yapı elemanları kullanılmalı, çatı katlarının döşemeden veya mertek seviyesinden ısı izolasyonu yapılmalıdır. Ayrıca pencerelerin iklim bölgesine göre doğrama ve çift cam olarak doğru seçilmiş olması gerekmektedir.
    • Isı yalıtım malzemelerinin sertliğinin artması yalıtımın başarısınıda arttırır mı?

      Sert (yoğun) malzemenin ısı yalıtımı değeri daha iyidir demek doğru değildir, malzemenin fiziksel ölçüm değerleri ve kullanım yeri göz önüne alınarak değerlendirme yapılmalıdır. Örneğin şap altında kullanılacak malzeme yüksek yoğunluklu seçilerek kalınlığının zaman içerisinde azalması önlenebilir cephede kullanılacak malzeme yüke maruz kalmayacağından daha düşük yoğunlukta uygulanabilir. Mantolamada kullanılması halinde sert ısı yalıtım malzemesinin üzerinde bulunan sıvanın yazın ve kışın ısıl gerilmelerine uyum sağlanması sertliğinden dolayı daha da zordur ve bu durum sıva çatlamaları riskini daha da artırır. Ayrıca sert ısı yalıtımı malzemesinin su buharı geçişine gösterdiği direnç daha fazla olduğu da dikkate alınmalıdır.
    • Isı yalıtım pahalı bir harcama mıdır?

      Yalıtım bir harcama değil, sağlığa, konfora ve çevre temizliğine katkı veren bir yatırımdır. Isı yalıtım maliyeti bina yapım maliyetinin %3 ile %5'i arasındadır. Unutulmamalıdır ki ısınma ve soğutma giderlerini en az yarıya düşürerek kendini amorti eden daha sonra da tüketiciye ömür boyu az harcama yaptırarak tasarruf ve konfor sağlayan bir yatırım olarak algılanmalıdır.
    • Poliüretan kaplamaların, epoksi kaplamalara göre avantaj ve dezavantajları nelerdir?

      Poliüretan kaplamalar, yüksek aderans, elastikiyet, açık hava koşullarına ve UV’ye dayanım, deniz suyuna ve tuza dayanım, su geçirimsizlik ve çizilme direnci istenen uygulamalarda tavsiye edilir. Epoksi kaplamalar ise hijyen, kimyasal ve mekanik dayanıklılık, yüksek yapışma mukavemeti gibi unsurların önem kazandığı uygulamalarda tercih edilir. Epoksi malzemelerin UV dayanımı bulunmamaktadır. Her iki sistemin birbirine kıyasla avantaj ve dezavantajları olduğu gibi en doğru çözümü bulabilmek için malzemelerden beklentilerin çok iyi bir şekilde ortaya konması gerekmektedir.
    • Epoksi kaplama yapılmadan önce beton yüzey hazırlığı nasıl yapılmalıdır?

      Epoksi kaplama malzemeleri uygulanacak yüzeyler zayıf yapışmış parçalardan arındırılmalı, toz, yağ, katran, zift, boya, silikon, kür malzemesi, deterjan ve kalıp yağları gibi yapışmayı önleyici maddelerden temizlenmiş ve kuru olmalıdır. Beton nemli ise, yüzey epoksi uygulama yapılacak kuruluğa ulaşana dek beklenmelidir. Uygulama zemini en az 28 günlük kürünü almış ve yüzeydeki nem oranı en fazla %4 olmalıdır. Epoksi kaplama yapılacak betonun yüzeyi tutunmayı sağlayacak pürüzlülüğüne sahip olmalıdır. Çok parlak beton yüzeylerine epoksi kaplama yapılmamalıdır. Eğer beton yüzeyi parlak olarak bitirilmiş ise bu yüzeyler freze, bilyalama veya taşlama yapılarak pürüzlendirilmelidir. Çıkan tabakalar yüzeyden uzaklaştırılmalı ve ana beton bulunmalıdır. Beton zeminde çatlaklar ve oyuklar varsa epoksi esaslı tamir harçları ile tamir edilmelidir.
    • Epoksi zemin kaplamalarının ömrü ne kadardır ve tamiri nasıl yapılır?

      Epoksi esaslı kaplamalar, tercihen iç mekânlarda kullanılan alternatif zemin kaplama malzemelerine göre kimyasallara ve mekanik aşınmaya daha dayanıklı olan oldukça uzun ömürlü kaplama malzemeleridir. Yoğun yaya ve araç trafiği sonucunda, yüzeyde oluşabilecek mekanik darbeler bazı çizik ve deformasyonlara sebep olsa bile kaplamanın tamiratı mümkündür. Yüzeysel yenileme çok düşük maliyetlerle yapılabilmektedir. Kaplamanın yüzeyinde zamanla meydana gelebilecek kirlenme kaplama içerisine nüfuz etmez, uygun temizleyiciler ile kolayca temizlenebilir. Temizlik için kullanılması düşünülen kimyasallar ile ilgili önceden bir deneme yapılmalı ve uygun malzeme seçimi için üretici ve uygulayıcıya danışılmalıdır. Epoksi kaplamaların renklerinin uzun süre solmaması için, kaplamalar direk güneş ışınları veya kuvvetli aydınlatma altında bırakılmamalıdır. Epoksi esaslı kaplamalarda meydana gelen hasarları tamir etmek mümkündür. Bu tamirat hasarlı kısımları yüzeyden kaldırıp yerine yeniden kaplama yapılması esasına dayanır. Tamirat esnasında en çok dikkat edilecek hususların başında mevcut kaplama ile yeni kaplama arasındaki ton farkı oluşmasıdır. Bu ton farkı, hem mevcut kaplamanın kullanım sonucunda yüzeyinde kirlenmeye bağlı olarak renk değişmesinden veya matlaşmadan, hem de yeni kaplama rengini imal ederken eski kaplama tonunu tutturmanın zorluğundan kaynaklanır. Tamirat işlemi mutlaka bir uzman ekip tarafından yapılmalıdır
    • Çok katlı epoksi kaplamalarda katlar arasında bekleme süresi ne kadardır?

      Beton yüzey üzerine yapılan ilk kat epoksi uygulamasından itibaren, 20°C'de her ürün için belirtilen süreleri aşmadan ikinci kat epoksi uygulaması yapılmalıdır. Bu süre içerisinde ilk tabakanın kimyasal sertleşmesi tam olarak tamamlanmadığından daha sonra yapılan kaplamayla önce yapılan arasında bir kimyasal birleşme meydana gelir. Böylece, kaplama her ne kadar birkaç veya daha fazla kat halinde yapılmış olsa bile, tek bir katman meydana gelecektir. İlk ve sonraki katların arasında 48 saat geçmesi durumunda kimyasal birleşme olmayacağından önceki tabaka büyük bir özenle zımpara ile pürüzlendirilmeli, ondan sonra epoksi kat uygulaması yapılmalıdır. Artık burada kimyasal birleşme söz konusu olmayıp, fiziksel bağlanma söz konusu olacaktır.
    •